25 Ocak 2011 Salı

Mutluluğumun Minik Sebepleri

Mutlu olmak istiyorsan bir miniği sevindir :)

Takip edenleriniz hatırlar şu yazımda kampanyaya destek istemiştim. Esma 'nın Sarıkamış'a şark hizmeti için giden ablası Betül öğretmenin sınıfı için yardım toplama çabalarından Pino'cum sayesinde haberim olmuştu. Olaya el attık hemen, bakın sonuç : Muhteşem ! Gülen minik yüzler :) hepsinin dişlerini fare yemiş :)))

Siz de hatırlarsınız o yaşları, hayat oyunlardan ibaretti. Ama onların hayatında oyunlar yoktu , hüzün ve imkansızlıklar vardı, ama artık gülücükler ve oyunlar var :) Arkadaşlarım ve ben hep beraber elimizden geldiğince birşeyler toplayıp Kars'ın Sarıkamış ilçesine gönderdik.

Betül öğretmen de sevinç çığlıkları atan miniklere bir sürpriz hazırlatmış :) Bu teşekkürü bana bu minik kampanyada destek veren kocaman yürekli arkadaşlarım adına kabul ediyor ve bu olaya vesile olan Betül öğretmene ve kızkardeşi sevgili Esma'ya [ yeni sanal arkadaşım çok tatlı bir hatun çünkü kendisi sürekli kaynatıyoruz :)] kocaman bir teşekkür de ben ediyorum !


Bunu biz yapabildiğimize göre siz de yapabilirsiniz. Siz de çevrenizdekilerle bireysel yardımlarınızı kocaman kutular haline çevirebilirsiniz :)

Ayrıca Ajanda Dergisinden mesai arkadaşım sevgili Şuşu :) yine çok güzel bir çizim yapmış yardım kargosunu da göndermiş, o da blogundan ve facebook'tan sürekli destek topluyor :) Ellerine sağlık Şuşu'cum
Geçen hafta numarasını bilmediğim için açmıyordum meğersem ısrarla beni arayan o numara Şuşu'nunmuş :) Sonra haberim oldu ve iletişim bilgilerini hemen verdim. O da hemen çikolatalarını ve malzemelerini gönderdi :) İnsan yardım etmek isteyince hiçbir engel tanımıyor :)

http://susuoykusu.blogspot.com/


Pinocum 'da arkadaşları ile Ankara'da yardımları topladı gönderdi.Yine Ajanda dergiden mesai arkadaşım yemehbahane destekler şahane sevgili Müge blogundan kampanyamızı duyuruyor :)
Yüreklerinize sağlık kızlar :)
Bir de kuzencim Ayşe (kendisi ailemizin eczacısıdır) bugün bize kocaman bir koli hazırladı ve içine minik kardeşlerimize yapacağımız ecza dolabı için acil durum malzemeleri vitaminler koydu
Şimdi suç ortaklarımın isimlerini tek tek paylaşmak istiyorum:

Her kampanyada beni destekleyen, koşturan kargolarımızı miniklere ulaştıran, lojistik işlerden sorumlu müdürümüz sevgili babam Adnan ( nam-ı diğer Adomax / çünkü kendisi turbo çalışıyor :)
Kuzencim (fahri ablam )
Özgün taaa Antalyalardan gönderdi yardımları :)
Ofisten her kampanyama destek olan sevgili Beste (Kurçman) ve Seda (Sevgen) ( öyle tatlılarki paket paket yardım taşıyorlar evden ofise) Beste'nin yardımları zaten sürüsüne bereket görmeniz lazım kızı Selin'in kitapları oyuncakları bizim en büyük kaynağımız oldu :) gizli gizli kaçırdı evden bize getirdi :)))
Hiç tanımadıkları halde Burki vesilesi ile kampanyayı duyan, yüzlerini görmediğim ama insanlıklarını bildiğim güzel kalpli Nurcihan (Bitkin), Eda (Ökten), Gizem (Eker) :)
Üniversiteden arkadaşım sevgili Erden Aydın( bize dvd playerını verdi) nişanlısı Zerrin Demirözü (çabuk evlenin :) ve ablası Çiğdem Aydın
İşyerinde arkadaşlarım taa gebzeden buraya gönderdiler yardımlarını, sevgili Nihal( Duman) Melek (Zeren) Nihal ( Yılmaz)
Yine Erden sayesinde kampanyayı duyan ve yine tanışmadığımız halde 2 kutu oyuncak gönderen ( bunlar haftaya gönderilecekler arasında ) sevgili Kübra Kaptan :)
Aile dostumuz sevgili Saliha abla ( Matur)
Hepinize çok teşekkür ederim !
Sizleri ve yüreklerinizi seviyorum :)

Minik Not: Dün facebook sayesinde kampanyayı duyan sevgili kader arkadaşım Gizem ( ispir) :) blog kardeş Bero mi ( Berrak Edin Yılmaz) çocukluk arkadaşım tatlı Tubiş (Tuba Bozacıoğlu) yeni destekçilerimiz olacaklar. Onlara da şimdiden destekleri için çok teşekkür ederim :))

18 Ocak 2011 Salı

HER CİNS VAR


Bu konuda o kadar hassasım ki , bu görseli görünce paylaşmadan geçemedim.

21. kristal Elma Basım / Sosyal sorumluluk kategorisinde 1. lik ödülü almış başarılı bir tasarım bence. Görselin altındaki yazı çok anlamlı ve Türkiye'nin üzücü bir gerçeği :(

Lütfen bakamayacağınız bir hafta sonra sokağa atacağınız hayvanları gidip petshoplardan almayın, eğer gerçekten hayatınızın 10-15 yılını onunla birlikte geçirebileceğinize , ona mutlu bir yuva verebileceğinize inanıyorsanız bir hayvan sahiplenin. Cins olması o kadar önemli değil. Ben cins bir kedi aldım çok güzel evet ama şimdiki aklım olsa sokaktaki bebeklerden birisini sahiplenirdim. Şimdi o aklımla sokaktaki bebekleri besliyorum ve çevremi bilinçlendirmeye çalışıyorum. Sevdikten sonra dış güzelliği inanın hiiç önemli olmuyor. Paspasımın üstünde kara bir kedinin uyuması beni rahatsız etmiyor aksine sıcak bir yerde yattığı için mutlu oluyorum :)

Ve lütfen o canları görmemezlikten gelmeyin, en azından kapınıza bir kap mama, su bırakın. Bir yerde yaralı bir hayvan görürseniz hemen en yakın veterine götürün, belediyeye haber verin.

Gerçi artık belediyelere de güven kalmadı. 23 Ocak Pazar günü Taksim'de HASDAL'ı ( büyükşehir belediyesinin sokak hayvanları için rehabilitasyon merkezi) protesto etmek için hayvanseverler toplanıyorlar. Yapılan işkencenin görüntüleri sosyal paylaşım ağlarında yayılmış durumda. Zavallı canlara yapılan eziyetin haddi hesabı yok :( Belediyelerin bu hizmeti doğru düzgün yapması için bir çağrı ! Saat 12 de hayvansever bir ses sanatçı Tuna Arman GS lisesi önünde stand açacak ve imza toplayacak. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın imzanızı atın.

Lütfen bize ait olmasa da doğayı paylaştığımız bu canlılara saygılı davranın, onların yaşam haklarına saygı duyun, çocuklarınızı hayvanlardan korkar yetiştirmeyin, şiddet gösterenleri en ağır şekilde uyarın. İnanın bir hayvanın karşılıksız sevgisi evinizdeki varlığı o kadar müthiş ki! Elinizden geldiğince barınaklara destek olun. Bunun için evinizden çıkmanıza bile gerek yok yeterki isteyin ( Bağış için tıklayınız)

Doğayı insanoğluna küstürmeyin

13 Ocak 2011 Perşembe

İşte size "Meksika Salatası"


Yemek yapmayı seviyorum, beni gerçekten rahatlatıyor. Şimdiye kadar tattığım meksika yemeklerini de çok seviyorum. Sebzelerle, et ve baharatlı sosların karışımı, bizim ağız tadımıza uygun bir mutfak.

Özellikle birçok restoranda yiyebileceğimiz ama benim "Kırıntı" da yapılanı daha çok beğendiğim Nachos ve Fajitas favorilerim. Bir de geçen yıl tesadüfen internetten bulduğum bir salata var. Yaparken çok vaktinizi almayıp masada şık duran bir tarif. Ayrıca mideye de iyi geliyor :)
Meksika Salatası
Yiyenlerin ve görenlerin beğeniyle karşıladığı, ağzının suyunu akıttığı bu basit ve lezzetli tarifi paylaşayım istedim :)

1 Kutu Meksika Fasulyesi ( konserve içerisinde bazı marketlerde bulabilirsiniz)
7-8 adet taze soğan
1 demet dereotu
Jalapeno biber turşusu ( göz kararı )
1 paket baharatlı mısır cipsi
1 adet limon
Zeytinyağı


Yeşillikleri doğrayıp fasulyeleri süzüp karıştırıyoruz. Üzerine limonu sıkıp göz kararı zeytinyağı gezdiriyoruz. Paket içerisinde cipsleri hafiften kırıyoruz ( çok fazla kırmayın un ufak olmasın) Servis etmeden önce cipsleri içine karıştırıyoruz ( çok beklerse içerisinde cipsler yumuşuyor)

Sonra da afiyetle mideye indiriyoruz :)

12 Ocak 2011 Çarşamba

Nesobaby Fazla Mesaide

Ben 2-3 senedir fazla mesai pek yapmazdım. Sadece yazın bir dönem kalıyordum ama en fazla 8'e kadar. Bu hafta işlerimin birden yüklenmesi ile fazladan mesai yapmaya karar verdim. Planlarıma göre 40 gün daha mesai yaparsam şu an elimdeki işler bitecekti. Tabii bu 40 minimum rakam :)
Herkesler şaşırmaya beni msn'de yeşil görünce " aaa sen hala ofiste misin?" der oldu. Duyanlar "neee? sen + mesai ne alaka" gibi tepkiler veriyorlar gülerekten. Ay ne gülüyorsunuz ayol? Meslek hayatımın ilk yıllarında şubede çalışıyordum. Şubenin portföy/satış tarafında olduğum için de sürekli hedeflerimiz vardı. Kapı kapı gezer olmuştuk masamızda oturup iş yapacağımıza. Hatta çok haftasonu biliyorum ki büyük marketlerin bir köşesinde bütün bir gün stand başında durup bankamızın nadide kartını satmaya çalıştığımı. Bir Kurban bayramını ( 4 günlük tatili) şubede çalışarak geçirmiştik. Çoğu zaman erkek arkadaşımla ( şimdiki kocacım) aram bozulurdu. O fink fink gezerken ben cumartesi - pazar market personeli gibi olmuştum. Artık insanlar " patatesler nerde, çıbık makarnaları gördün mü bacım" diyorlardı. Bir süre o marketlerden nefret ettim ve gitmedim. Aile bütçesine katkısı çok oldu :) Sonradan kariyer değişikliği yaptım ve satış kariyerime ilelebet son verdim :) Artık sadece alış yapıyorum :P
Ayrıca evde bile pek totomun üstüne oturmam , yapılacak işlerimi hallederim, hem ev hem iş kadınıyım tabii ki. Karamel'in işleri, yemekler, çamaşır ve bulaşıklar, çatalların nerede olduğu ...( aslında herşey) evde benden sorulur. Dün akşam düşündüm de çiçeklerimizi sularken, ben bu evde olmasam bu ev cansız olurdu çünkü Burki dahil tüm canlılardan ( Karamel, kaplumbağamız Osman, çiçeklerimiz böceklerimiz) ben sorumluyum, bakımlarını ve beslenmelerini üstlenmişim sırtıma gidiyorum.
Peki şimdi soruyorum size? Ben 2 gündür geç saatlere kadar çalışıyorum, bir süre de böyle devam edecek belli ki.. Neden ben mesaideyken " aaa sen mesaiye kalır mıydın hayret?" deyip şaşırıyor ve de benim kendimi sanki tembelmişim gibi hissetmeme neden oluyorsunuz? Bu arada ben mesaide olduğum için evimi de görseniz nasıl dağınık nasıl pasaklı. Aslında görmeseniz daha iyi. Peki ben memnun muyum bu durumdan? Vicdanım hiç rahat değil ama çalışan bir ev hanımıyım. Çalışan + ev hanımı+ anne halimi düşünemiyorum bileee !?!?!?!?
Yaa böyle işte...

10 Ocak 2011 Pazartesi

Ajanda'ya Yeni Bir Sayfa


Ajanda Dergi'de Şubat ayı itibariyle yeni bir bölüm başlatıyoruz. Her ay farklı bir konsept için sizden fotoğraflarınızı isteyeceğiz.

Ajanda okurları kendi çektikleri ve onları gülümseten yüzlerden tebessüm yaratan bir fotoğrafı bizlerle paylaşırsa, fotoğraflarını Şubat sayısında tüm Ajanda severlerle paylaşacağız :) Şimdiden çok heyecanlandım nasıl fotoğraflar geleceğini çok merak ediyorum. Ayrıca derginin Ocak sayısını okumak için burdan bir tık lütfen :)
Haydi pamuk eller denklanşörlere ;)
(Fotoğraflarınızı ajandadergisi@gmail.com 'a gönderebilirsiniz )

Fotoğraf: Ozan Balta Teşekkürler Ozi !

6 Ocak 2011 Perşembe

OKU BENİ OKU BENİİİ !!!


2011'in ilk sayısını okuyanlar parmak kaldırsın? Sonra da gelsin 2 satır yorum yazsın, bakalım bu ay Ajanda'yı nasıl buldunuz? Nasıl daha okumadın mı? Aşkolsun ama senin yorumunu bekliyoruz çok sevgili okuyucu !! :)
Yine keyifli içeriği ve yazılarıyla dopdolu aylık online derginiz Ajanda sadece bir tık uzağınızda. Ben de Aralık ayında başladığım Karayip Maceramın devamı ile sayfalar arasındayım, beni bulabilecek misiniz bakalım? :) Beni bulunca söyleyiverin lütfen nasıl buldunuz? Güzel çıkmış mıyım? :)) Henüz 2 aydır yazmama rağmen hemen bu sıcak ailenin içinde kaynayıverdim. Ama insanların emeklerinin değer görmesi çok önemli. Verilen emekleri de gözümle görüp yaşayıp için daha çok kişi tarafından paylaşılsın istiyorum :)
Ayrıca dergi ile ilgili öneri ve eleştirilerinizi de lütfen bizlerle paylaşın. Her türlü yorum blog yazarları için çok kıymetli unutmayın (Yorum olarak yazabilir ya da sevgili güleryüzlü çalışkan editörümüz Sinem'e mail olarak görüşlerinizi atabilirsiniz ergun.sinem@gmail.com )

Adios Amigos !

4 Ocak 2011 Salı

2011'in ilk mimi :) Mimoşşlandım :)

Sedoşka geçen yıl beni mimlemişti, ben de kaç gündür vereceğim cevapları düşünmekten yayınlayamamıştım . Dün akşam birden aklıma geldi :)
2010 Yılında Mutlu Olduğunuz Şey Nedir?

Mutlu olduğum çok an var aslında özellikle de başkalarını mutlu ettiğim zaman ben mutlu oluyorum ve sevdiklerim yanımdayken, iyi arkadaşlarımla vakit geçirirken, konuşurken.. ama kaç gündür düşünüyorum da en mutlu olduğum an hangisiydi diye..Sonunda buldum :) Karamel'in benim hatam yüzünden balkondan kaçması ve saatlerce onu arayıp bulamadıktan sonra gece 12'de tam ümidimi yitirmişken tesadüfen kapıyı açtığımda merdivenlerden çıkan tontişi gördüğümde gerçekten kalbim yerinden çıkacak kadar çok mutlu olduğumu hatırlıyorum :)


not: üzerimdeki pijamanın deseni blog arkadaşım Pino'ya ait :)

2010 Yılı Sizin İçin Nasıl Bir Yıldı?

Genelde yoğun, bazen stresli, bazen çok eğlenceli, koşturmalı, ama kesinlikle sıkıcı değil, verimli bir yıldı. Sorunların üstesinden geldim. Yapmak istediğim çoğu projeye el atıp gerçekleştirdim. Mümkün olduğunca hayata katkım olduğunu düşünüyorum.

2011'e Nasıl Girmek İstersiniz?

Geçen yıl aksiyonlu geçen Prag yılbaşı gecesinden sonra, 2011'e evde ve huzurlu girmek istemiştim, bizim ev olmasa da sevdiğim arkadaşlarımın evinde sevdiğim arkadaşlarımla beraber karnım tok, keyfim yerinde,kafamda melek hareli tacımla mutlu ve huzurlu girdim :)

2010'da Yapmak İsteyip de Yaptıklarınız ve Yapamadıklarınız

İnsanoğlu doyumsuz, biz kadınlar daha doyumsuzuz :) Sürekli birşey istiyoruz sonu yok, özellikle de bu zamanda sürekli birşeyler istiyoruz. Gerçi ben genelde azla yetiniyorum o ayrı :) Görmek istediğim 2 şehir vardı ( Londra&NewYork) bu şehirleri gezip keşfetme şansım oldu. Sokaktaki minik dostlar için yapmak istediklerim vardı ( kedi evi yapmak -şu an arka bahçede minnoş bir kediyi misafir ediyor, bahçedeki kedileri neredeyse hergün seviyor ve besliyorum, barınaklara yardım yapmak ve insanları bu konuda bilinçlendirmek) bunları da elimden geldiğince başardım ve devam ediyorum. İş değiştirmek istiyordum hala değiştiremedim :( bu beni gerçekten çok mutsuz eden bir faktör. Tarkan'ın konserine gitmek istiyordum 2 konsere gittim muhteşemdi, çok eğlendim! Zigzag battaniye örmek istiyordum ve neredeyse bitmek üzere. :) Arkadaşlarımla dinlendirici bir tatil yapmak istiyordum Eylül'de Çeşme - Akyaka-Bodrum 3'lüsünde çok keyifli ve dinlendirici vakit geçirdim hem de çok sevdiğim arkadaşlarımla. Doğu'da unutulmuş çocuklar için kampanya yapmak istiyordum arkadaşlarımla beraber bir sürü çocuğu mutlu ettik :) Gerçek dostların etrafımda olmasını istiyordum , gerçekleri ile beraberim beni üzenleri hayatımdan uzaklaştırdım. Şirin kurabiyeler yapmak istiyordum bir sürü tatlı bebeğe bir sürü kurabiye yaptım. Kilo vermek istedim yaklaşık 6-7 kg verdim. Bloguma daha çok yazı yazmak istiyordum ama yoğunluktan pek ilgilenemedim. Bu arada Ajanda Dergi'ye konuk sanatçı olarak başladığım yazarlıktan asil takıma terfi ettim :) Teşekkürler güveniniz için ! Hala ünlü bir popstar olamadım ama 2011'de neden olmasın?

Nev'le Yılbaşı Partisi Mikrofonda Nesobaby :)


Ben de sevgili kuzenim Özgün'ü , blog kankam yalnızlar kraliçesi Penelope hatunumu, çok sevdiğim çizgi kahramanım blog arkadaşım Pino'yu, yine çok sevdiğim keyifle takip ettiğim şirin blogger Noni'yi , çocukluk arkadaşım yakışıklı bebiş Can'ın güzel annesi Tuba'yı mimliyorum ! Haydi bakalım sıra sizde ! ;)

3 Ocak 2011 Pazartesi

2010'un Raporu

Özgün'üm yapmış ben de kendime göre uyarladım :)
2010'un Faaliyet Raporu :

(çok) sevdim
(o kadar) sevilemedim
öğrendim
öğretemedim (sorumluluk sahibi olmayı)
kazandım (iyi dostlar, çekilişte hamile bakım yağı bir de )
kaybettim (1 dost)
(elimden daha fazlası gelemediğinde bazı arkadaşlarımın acıları için, kimsesiz küçük dostlar için) çok üzüldüm
çok şükrettim
kendime de çok üzüldüm
yarattım ( kurabiye , örgü vs..)
umutlandım
hayal kırıklığına uğradım
kıyamadım
(yine) kaybettim
kırıldım (ama eskisi kadar sarsmıyor)
(hala) unutmadım (yapılan iyilik ve kötülükleri)
özledim ( yazın annemleri çok özledim)
(fazlasıyla) düşündüm
çok yoruldum
kimi zaman çok yoğundum
kimi zaman boş boş oturdum
çok gezdim
bir sürü fotoğraf çektim
keşfettim
çok pişirdim
çok yedim
az içtim
çok ağladım
çok güldüm