27 Aralık 2010 Pazartesi
Sarıkamış'tan Sevgiler
21 Aralık 2010 Salı
Sizin balık kaç santim?
7 Aralık 2010 Salı
Minik Ayaklar Üşümesin, Güzel Bir Kampanya
Van Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Murat Yiğit, kampanyaya
dair şunları kaydetti: "Yıllardır terörün ve cemaatlerin baskı altına aldığı
Doğunun küçük okumak isteyen çocukları şimdi kışla karşı karşıya. Kar yağmak
üzere bu bölgede... Çocuklara yaklaşıyoruz ve sohbet ediyoruz bize diyorlar ki (
Siz 3-4 km ayağınızda ayakkabı olmadan 1 metre kar içinde yürüyebilir misiniz?)
Evet değerli Cumhuriyetçiler, sevgili dava arkadaşlarım Atatürk Cumhuriyetine
gönül vermiş dostlar siz yürüyebilir misiniz? O zaman bu çocuklarımıza EL
UZATALIM... Biz küçükken Kızılayın askerin dağıttığı fındık ve leblebileri nasıl
unutmadıysak bu küçük yürekler de Atatürkçüleri unutmayacaklar ve ilerde
çocuklarına unutturmayacaklar. 20 TL'lik bot bedelini ADD VAN Şubesi hesap
numaralarına bağış olarak yatıralım ve bu iletiyi paylaşalım."
Kampanyaya
katılımın çok az olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam eden Yiğit şöyle
devam etti: "Sevgili dostlar, ben ve dava arkadaşlarım uzun süredir doğuda her
türlü örgüt ve cemaatle mücadele ediyoruz. Nerdeyse hergün tehditler aldık,
kapımıza bombalar bırakıldı, Siyasi iktidar tarafından engellenmek istendik ama
yılmadık devam ettik. 17 ayda binlerce insana Atatürk'ü anlattık. Hiç
umudumu kesmemiştim taa ki bugün bir cemaatçi hoca bana bakalım kaç öğrenci
giydireceksiniz deyinceye kadar. Bugün kampanyamızın 13. günü ve şu an elimizde
sadece 9 bot var. Evet artık burda her cephede canıyla savaşan ben ve dava
arkadaşlarımın kolu kanadı kırıldı. Hep umudumuz vardı. Sizlerle bizlere destek
olacağınızı, yalnız bırakmayacağınızı sanıyorduk. Ama şimdi yolda arkamıza
baktık sadece arkamızda bize gülen alay etmeye başlayan bölücüler ve cemaatçiler
kalmış. Teşekkürler tüm Atatürk Cumhuriyetini savunan dostlarıma dava
arkadaşlarıma".
Bir botun bedeli sadece 20 TL... Van'da yaşayan çocuklar, bu
kışı sizler sayesinde mutlu geçirsinler istiyorsanız aşağıdaki hesap
numaralarına bağış yapabilirsiniz.
(İletişim, Murat Yiğit : 0 532 334 07 18)Hesap No : Denizbank Van Şub. 2500-665216-351IBAN : TR35 0013 4000 0006 6521 6000 01
1 Aralık 2010 Çarşamba
Amaaann Değmeyin Keyfime !
Ajanda Dergide konuk yazar olmuşum , kolay beğenmeyen babacım yazımı okumuş çok beğenmiş , yoksa ben hafiften ünlü mü olmuşum? :)) Popstar olamadım ama blogstar olmuşum :)) Kapak sayfasına bak ne şirin olmuş.. böyle bir kapakta yer almışım, o minik kuş benim olsun muuu :) Ay değmeyin keyfime şurada tüylerim diken diken yüzümde saçma bir gülümseme ile oturayım azcık :)))
Henüz okumadıysanız hemen okuyun , sadece beni değil dergi tayfasının tüm yazılarını okuyun , yılbaşı moduna girin hediyelerinizi şimdiden seçin çok az kaldı, yılbaşı partisinin nerede yapacaksınız ona karar verin, yeni kitaplar gitmediğiniz tiyatrolar mekanlar ve henüz izlemediğiniz filmleri keşfedin :)
Sonra da geri dönüşlerinizi esirgemeyin ki blogçular motive olsun daha çok yazası gelsin ;)
26 Kasım 2010 Cuma
SüRpRiiiiZzzzzzzzzz !!
Online aktüel dergi Ajanda 'nın Aralık sayısında konuk sanatçı olaraktan beni bulacaksınız :))
Okumayana küserim mektubunu keserim :))
2 Kasım 2010 Salı
Şehir Fırsatçıları İş Başında !
Yeşil adam mı olmak istersin pembe kız mı? Ayy hemen pembelerin arasında yerimi almayım !
Ödemeler yapılır, hiç sorunsuz paralar kredi kartınızdan çekilir . Gitti paracıklar , olsun ya ucuza aldım bir daha bu fırsatı nereden bulacağım? Hatta arkadaşlara da haber vereyim onlar da faydalansınlar bu muhteşem fırsattan ! Bugün şanslı günüm ay ben ne şanslıyım :))
Sonra mutlu haber gelir :
Tebrikler ! Günün Fırsatını Yakaladınız !
Evet evet yakaladım yuppi co !
Sonra tiyatronun gişesi aranır, karşıda bütün gün gişede bekleyen hayattan bezmiş gudubet hanımdan şöyle bir cevap alınır :
" Ön sıralar dolu, arkadaki boş yerlerden alabilirsiniz"
Saftirik günün fırsatını yakalamış vatandaş derki ;
"Yok ben bir dahaki ayı bekleyeyim madem, önlerden izlemeyi tercih ederim"
Gudubet ama dürüst gişe görevlisi cevaplar;
"Hanfendiii zaten biz bu fırsat kuponları ile gelen(enayi)leri (salonun arka koltuklarını da doldurmak için) koridorun arkasındaki koltuklara oturturuyoruz " Çünkü onlar ucuzcu 2. sınıf seyirciler ;)
Aaaa nasıl yani??
Hemen şikayet edilir ilgili iletişim adresine :
Merhaba
Şehir fırsatı olarak çeşitli fırsatları hergün mesaj olarak atıyorsunuz. Fakat daha bugün üye olduğum sitenizde ilk günden hayal kırıklığı yaşadım. Aynı hizmeti indirimli verdiğinizi iddia ederek sitenizde Duru Tiyatro'da % 56 indirimle aynı oyunu izleyebileceğimizi söylüyorsunuz. Fakat işletme sahibinin mantığı şu şekilde " bunlara ucuz bilet satıp salonu doldurayım ama gelenlere de arkadaki yerleri vereyim salon bu şekilde dolacaktır" özellikle de özel tiyatroların battığı kapandığı bir dönemde madem reklamını yapmak ya da sürümden kazanmak için bu yola başvurmuşlar neden gelenlere açık açık " şehirfırsatı ile gelenlere arka sıralardan yer veriyoruz " diye bilgilendiriyorlar. Hayır hem adam kazıklayıp hem de kazıklandığımızı açık açık söylüyorlar yüzümüze :) Hem kendi isimlerini hem de sizi kötü lanse ediyorlar. Reklamın kötüsü de bu şekilde oluyor sanırım. Sizin bu konuda bilginiz var mı bilmiyorum ama siz de hiç ayrıntılarda evet bileti indirimli alacaksınız ama size hangi koltuk düşerse o koltuğa razı olun demiyorsunuz. İnsanları yanıltmak maalesef ülkemizde popüler bir alışkanlık oldu. Bu kadar kişiye bilet satıp bu ayıbı nasıl telafi edeceksiniz bilemiyorum. Siz ve sizin gibi günün fırsatı siteler fırsatçılık peşinde koşan işletmelerin reklamını yapıyorsunuz ve müşterilerinizin çoğu indirimli aldıkları hizmetten de indirimli faydalanıyorlar. Aslında karlı olan biz değil sizlersiniz. Bugün 4 bilet aldım ve benimle birlikte 7 kişi daha benim "haydi alalım gideriz" lafımla kendilerine bilet aldılar, hem de en az 2 şer adet bilet aldılar. Ve şimdi tavsiyemden dolayı pişmanlık duyuyorum Sizlere kolay gelsin..
İşte çok sevgili müşteri temsilcisinden gelen cevap: Canım zahmet edip copy paste yapmış sağolsun :))
"İyi günler, şayet istemediğiniz kupon kodlarınız varsa fırsatı yakalamış olduğunuz tarihi takiben 7 gün içerisinde iade işlemini gerçekleştirebiliriz. Bilgilerinize sunar iyi günler dileriz."
Oooo zekice , neden bu daha önce benim aklıma gelmemişti?
Sanki ben biletimi iptal et dedim, insan arayıp bozuk atar tiyatroya değil mi? İşin kolayı varken neden uğraşsın ki? Nasıl olsa
enayi daha almıştır bu fırsatı...
İşte size kolay para kazanmanın hikayesi. Sitede hiçbir uyarı yok ve verdikleri cevapta şu şekilde ;
"Konuyla ilgili olarak mekanların rezervasyon ve işleyiş konularında bir yaptırımımız bulunmadığı için sizi mağdur etmemek adına size yardımcı olmaya çalışıyoruz."
Önce mağdur ediyorlar sonra da mağdur etmemek adına bozulan sinirleri daha da bozuyorlar. Arkadaşım Gaye bu siteden bir paket almış. Rezervasyon için Ekim ayında aradığında "Size Şubat ayına ancak randevu verebiliriz " demişler.
Biz Ramazan'da iftar yemeği almıştık. Suada denilen sosyetik mekanda çoook sosyetik bir muamele gördük. İndirimli geldiğimiz için serviste indirimliydi. Yiyecekleri de ortaya koyup paylaşın dediler :) utanmasalar yer sofrasına oturtup 1 tencere yemek 6 kaşık ile bizi doyuracaklardı. Sınırsız dedikleri içecekler sadece 1 tane gelebildi. Niyeyse sonra istediğim 3 kuruşluk ayranı esirgeyip getiremedi garson bey. Ben 1 koli ayran alayım da Suadaya ayran yardımı yapayım dedim çok üzüldüm durumlarına :(
Geçen ay da HomeStoreCafe'ye kahvaltı fırsatı aldık. Aslında fırsat bahane sohbet şahaneydi bizimkinde. Ama evime bile almayacağım lezzetteki kahvaltılıkları getiren tesisimizin de bize gösterdiği muamele ve hizmet fırsattan yararlandığımız % oranında indirimliydi tabii ki. Sanki ben oraya indirimsiz gidemem, sanki ben indirimli diye atladım gittim. Zaten indirimsiz fiyata bu hizmeti veriyorsa ben gitmem ki. Portakal suyu yarım bardak, sahanda yumurtanın sunumu muhteşemdi! Garsondan ekmek istersin ( karnımı doyurmam lazım bari ekmek yiyim) garson içerde home store'da kasiyerlik yapıyor belkide bir türlü gelemez...
Daha da uzatmayacağım kısacası aldanmayın arkadaşlar, tepkilerinizi de göstermekten çekinmeyin. Bazen iade bazen hediye ile sizin mağduriyetinizi karşılamaya çalışan çok sevgili ŞEHİRFIRSATÇISI , GRUPÇU HANYACI FONİCİ siteleri de tepkilerinizle boğmaktan çekinmeyin. Taaa ki onlar tepkilerden sıkılıp adam gibi ticaret yapana kadar !
21 Ekim 2010 Perşembe
Gözümü $ Bürüdü !
Carrie'nin tarzından birkaç örnek
Ben Carrie olsam Burki de uzatmalı sevgilim ( sonra nihayet kocası ) Mr. Big olurdu :)) Sponsorum olarak bütün alışverişi o öderdi öyle değil mi??
Bu fotoğrafı burada yayınladığım için çok canım yanacak :)))
Varyemez Amca
Tabii ki olmazsa olmaz vazgeçemediğim aksesuarlardan en çok yer kaplayanları ayakkabılarım. Muhtemelen bir oda dolusu her renk ve her modelden ayakkabım olurdu :)
Örnek Ayakkabı Dolabı
12 Ekim 2010 Salı
Tepkisiz Kalmayın !
10 Ekim 2010 Pazar
Kedi Evi Kooperatifi ( Çok Yaratıcı Bir Proje )
Karamel Muzurluk Peşinde
27 Eylül 2010 Pazartesi
Uykum Kaçtı...
7 Eylül 2010 Salı
Nesobaby Dünyası 1 Yaşında !
Çocukluğumun Çizgileri
Denizde kum bende kuzen :) bol kuzenle geçen çocukluğumda Voltran kahramanları yetmezdi paylaşmaya.. sürekli " ben kırmızıyım" " o zaman ben de maviyim" " hayır ben maviyimmm" " iyi ben de sarı olurum :P" diye kavgalara sebep olurdu :))
Ve son olarak Burki'nin en sevdiği çizgifilm kahramanı Varyemez Amca ! :) Ahh o para dolu havuzun içinde yüzmek ne güzel olurdu :)))
31 Ağustos Tarkan Konseri'nde Çektiğim Fotoğraflar
5 Eylül 2010 Pazar
Hayvanseverler Neredesiniz?
Ülkemizde 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, her ne kadar hayvan refahı için düzenlenmiş bir kanun da olsa esasında bu kanunun harfiyen uygulanması, tüm toplumun refah ve güvenliği için hem çok önemli hem de çok gereklidir.
Hayvana karşı işlenen her türlü şiddet içerikli eylem ve tecavüzün, uygun ortamda, ilk fırsatta insana yöneleceği, bilimsel olarak kabul görmüştür. Şiddet tektir ve kişi, şiddet eğilimini, gücünün yettiğine yöneltir. Yine başka kabul edilen gerçek; hayvana karşı yapılan eziyet ve işkencenin, şiddet ve anti sosyal hareketlerle ilişkili olduğudur. Hayvana karşı yapılan eziyet, genelde saldırı, uyuşturucu bağlamlı suçlar, tecavüz, seks suçları, hırsızlık ve kundakçılık dahil gayri yasal davranışlarla birlikte meydana gelir.
Ülkemizde modern şehirlerde de yaşanmaya devam eden hayvan tecavüzünün, maalesef en yetkili kişilerin ağızlarına aldığı şekliyle de “cinsel ihtiyaç” adı altında kanıksatılmaya çalışılması çok acıdır. Çünkü hayvana tecavüz, sapıklıktır ve çocuklar için de büyük bir tehlike ve tehdit oluşturur. Mahallede bir hayvan tecavüzcüsü yaşıyor ise, o mahallenin çocukları da asla güvende değildir.
Ülkemizdeki çocuk ve hayvan tecavüzünün, üzerleri, uzun yıllardır, farklı nedenlerle örtülmekte, bu nedenle de, işlenen bu suçlar, korkunç rakamlara ulaşmıştır. Biri, cinsel ihtiyaç adı altında kanıksatılmaya çalışılmakta diğerinde ise aile içi durumun saklanması gerekliliği inancı ile hasır altı edilmektedir. Bunun neticesinde de, adliyeye ve medyaya yansıyan suçlar, akıl almaz bir boyuta taşınmıştır.
Hayvanlara karşı uygulanan istenmeyen cinsel tavırlar, kadınlara, erkeklere ve çocuklara uygulanan cinsel saldırı olarak görülmelidir.
Genel anlamda toplum tarafından, bestiyalitede (hayvanla cinsel ilişkide) bulunan bir erkek, zihinsel olarak rahatsız, sapık, tehlikeli, şiddet ve cinsel saldırıya muktedir kişi olarak addedilir. Hatta, bu hayvan tacizciliği, çocuk tacizciliğine kadar varır.
Hayvan tecavüzü, akıl bozukluklarında tanı ve istatistiksel el kitabında, bozukluk için belirtilerden biri olarak listelenir. Davranış bozukluğu tanısı, temelde çocuklukta ya da ergenlik döneminde baş gösterir. Bu tür davranışlar, yetişkinlik döneminde de baş gösterdiğinde artık psikopat ya da sosyapat olarak işaret edilir.
Amerika’da hapishanede mahkûmlar üzerinde yapılan araştırmada; mahkumlar, daha saldırgan ve daha az saldırgan içerikli diye gruplandırıldıklarında: önemli hayvan taciz ve tecavüzlerinin daha saldırgan grupla bağlantılı olduğu gözlemlenmiştir.
Bu istatistiksel verilerden sonra, hala, hayvan taciz ve tecavüzüne sadece “itin-köpeğin davası” olarak bakmak, bu şiddet ve suç potansiyelinin sadece hayvanla sınır kalacağına inanmak, gerçek anlamda bir cehalet ve yanılgı içinde olmaktan başka bir şey değildir.
Bugün Avrupa’da ya da Amerika’da, hayvana karşı işlenen suçlar, ağır şekilde cezalandırılmakta, cezalandırılma gerekçesi olarak da, bu şiddet potansiyelinin er ya da geç insana yöneleceği gerçeği gösterilmektedir.
Hayvana tecavüz, sapıklıktır. Bugün, bunun ülkemizde, en yetkili ağızların bile çekinmeden ağza aldığı şekliyle “cinsel ihtiyaç” olarak kabul görmesi, tamamen ilkellik ve cehalettir. Cinsel ihtiyaç olarak algılanan bu fiilleri gerçekleştirenlerin, hemen hemen yarıya yakın kısmını evli erkeklerin oluşturduğu gerçeği, çarpıcıdır. Ve ülkemizin, çocuk pornosunda, dünya sıralamasında nasıl ilk beşe girdiğini açıklamaya yardımcı olur.
Yukarıda belirttiğim nedenlerle, hayvana karşı işlenen zulmü, hayvana yapılan tecavüzü engelleme yolunda adım atmak üzere, toplumsal bilincin yaratılmasına yardımcı olmak ve uzun vadede toplumsal huzur ve güvenin de sağlanması için yasal düzenlemelerin yapılması gereğini herkese gösterebilmek için sizden talep ettiğim oturma eylemime izin vermenizi, bu hususun, hiçbir dini siyasi etnik görüş farklılığı gözetmeksizin, her bir birey için farkında olmasalar da çok büyük önem taşıdığını bir kez daha ifade eder, gereğinin yapılması için oturma eylemi ve imza toplama kampanyamıza herkes davetlidir.
TUNA ARMAN
25 Ağustos 2010 Çarşamba
Kitapkolikler Buraya !!!
Asıl paylaşmak istediğim Kitapkolik.net 'teki kitap ödüllü yarışmaydı. Şimdi ben bu yazıyı yazarken aslında yarışma şartlarından birini yerine getirmiş olup yarışmaya da katılmış oluyorum :) Şans yüzümüze gülerse ne mutlu gülmezse de canımız sağolsun belki bu yazıyı okuyup katılan sevdiğim bir arkadaşıma güler şans ben de sevinirim. Ben Noni 'den duydum ve haydi benden duyan da katılsın :) Umarım herkes hayatının kitabını kazanır ;) Herkese iyi şanslar !!! ( Katılım için son gün 05.09.2010 )