Geçen haftasonunu da büyük bir hevesle hazırladığımız organizasyonumuz Uludağ'da geçirdik. Sanırım 15 kişilik bir gruptuk ve keyifli bir yolculuğun ardından Uludağ topraklarına ayak bastık. Hava buzz gibiydi ama içimizdeki eğlence ateşiyle yanıp tutuşuyorduk. Daha önce kaldığımız otel (Uslan otel) çok başarılı olduğu için tekrar aynı turla gitmeye karar verdik. Bu seferki otelimizden (Büyük Otel) hiç memnun kalmadık maalesef :( Ama hepberaber gitmiş olmamızın verdiği memnuniyet oteldeki memnuniyetsizliğimizi bastırdı :) (Neden memnun kalmadın derseniz : bizim oda büyük ve soğuktu, evli arkadaşların çoğu ayrı yataklı küçük odalara verilmişti. Gerçi onların odası da çok sıcakmış :) Bizim odanın duvarları nemliydi kıyafetlerimiz de nemlendi. Personel de en gıcık olduğum personel tipi, ilgisizlerdi) Özetle giderseniz Uslan oteli tavsiye ederim ;) Fiyatına göre yemekleri de çok lezzetli odaları da çok temiz ve sıcak.
Cumartesi günü tipi nedeniyle hiç kayamadık diyebilirim. Ben bile yılların usta bordçucu :P nesobaby daha liftten çıkarken yarı yolda rüzgarın azizliğine uğrayıp yere kapaklandım ve dizlerimin üstünde bir süre sürüklendim. Sanki böylesi işimize geldi ve otele dönüp bütün gün yiyip içip sohbet ettik :) Canım arkadaşım Gülden ve eşi Ömür 'de bu hoş ve bol kahkahalı sohbeti bizlerle paylaştılar (TRT spiketi gibi yazdım ha) Akşama kadar herkes dağılmış kafasına göre takılıyordu. Yemekten sonra cümbürcemaat şömine başına toplandık ve birazdan göreceğiniz fotoğraflar ortaya çıktı (Devamı için tıklayınız.) Sanırım bunu alışkanlık haline getirdim ve her gittiğim yerde bu pozu vermeye başladım. Napayım zıplamak hoşuma gidiyor :)) Bir de insanları da benim gibi zıplamaları için zorluyorum ya bravo bana!
.jpg)
(Evet Burak Yıldırım (2 mt civarı) kadar uzun değil biliyoruz fotoğraf için bazı hilelere başvurduk :)) çaktırmayın
Bu da ma-aile çekilmiş bir fotoğrafımız
O gece uludağ'ın popüler mekanlarından Mandıra'ya gittik (geçen sefer çok beğenmiştik) O kadar kalabalık bir grup olup çok eğlenmemize rağmen sevgililer günü partisinden elimiz boş döndük (en çok eğlenene hediye vereceklerdi) Biz erken döneriz sabah erken kalkıp kayarız derken bizim grubun bekarlarından önce otele döneceğimizi sanarken her çıkan şarkı da " ay bu da bitsin öyle dönelim" diye diye gece dönüşümüz 3.30'u buldu. Unutmadan gecenin şanslı kızları Ayşe ve Gaye idi ;)
Ertesi sabah yataktan kendimizi kazıyarak uyandık ve güzel bir havayla güne başladık. Şansımıza bütün gün kayabileceğimiz temiz bir hava vardı. Hatta bütün günümüzü Kuşaklıkaya pistinde geçirdik. Kayak Türkiye'den arkadaşlar ile uzun ve geniş ( hatta en başı baya dik ve ürkütücü) bu pistte tozu dumana kattık ( yani kar'ı :) Sağolsunlar düşünüp içmek için sıcak birşeyler getirmişler yanlarında. Biz de zirvede bu güzel günün şerefine kadeh kaldırdık.
Anlayacağınız her türlü engele rağmen çok eğlenceli bir haftasonu geçirdik. Katkılarından dolayı gelen tüm arkadaşlarıma buradan teşekkür ederim :) Yine bekleriz, çağırırsanız biz de geliriz ! (Canım arkadaşlarım Gülden ve Ömür, Ayşe ve ablası Funda ve yeğeni Fatoş , Gaye, Banu ve Yıldırım , Ecmel ve Cemal kızları minik prenses Damla, Ebru, Çağdaş ve Funda)






Annemin evindeyken kendime daha çok vakit ayırabilirdim. Şimdi tırnağıma bir oje bile süremez oldum (Yorgunluktan üşendiğim için :) Sizde durumlar nasıl? Bir pazar sabahı kocanızı yataktan kaldırıp markete göndermek sizin için de ehliyet sınavını geçmekten daha zor mu? Şu cümleyi kaç kere duyuyorsunuz "Canım beni hiç bulaştırma beceremem, sen yapmak istemiyorsan dışardan söyleyelim gelsin/ temizlikçi tutalım yapsın " Tavsiyelerinizi ve yorumlarınızı hatta yaşanmış gerçek tecrübelerinizi yazın. Bir de en sevmediğiniz ev işini yazın (Benim toz almak mesela) Öptüm sizi !
