20 Aralık 2012 Perşembe

Ben Geldiiiiiimm!

Kaputaj Plajı (Burak Arık Foto )

Seviyorum samimiyeti. Büyüdüm koca kız oldum, olamadım çok ciddi bir insan. Mesela trip atacak olayım, espri yaptı geldi sarıldı ooo bende tripten eser yok. Kısa süreli bir ciddiyet benimkisi. Bu sebeple de ciddiyet gerektiren işlerde başarılı olamıyorum. Örneğin benim hani şu sevemedim kara gözlüm işim vardı ya çok ciddi mevzuat bilgileri içerikli, ısınamadık birbirimize, sevemedim ... Sonunda ondan da ayrıldım. İşsiz, ev hanımı modunda geçen 5. ayın içerisindeyim. Bir yandan da yüksek lisans yapıyorum ya, Burki diyor; yüksek ev hanımı mı olacaksın? offf birazdan  bu konuya da gireceğim...

İçimden özlemişim sizi kızlaaaar! diyip sarılasım geldi :) ne de olsa takipçilerimin çoğu (belkide hepsi desem daha doğruydu) kadın. Ne olduysa bana hep yazasım geldi ama bir türlü başlayamadım. Geçen sene de cidden ( bknz yine ciddi oldum ) çok yoğun bir dönem geçirdim. Bir yandan ödevler, sınavlar, kitaplar bir yandan da işe git eve gel yemek yap evi toparla (genelde dağınıktı).. Hem öğrenci hem çalışan hem de evli olmak zor! 

Ev halleri

Şimdi de bir boşluktayım ki sorma, evde ne yapacağımı şaşırdım o yüzden yemek yapıp ev temizleyip  bol bol da örgü örüyorum :) ama geçmişteki gibi atkı battaniye değil bildiğin hırka örüyorum patik örüyorum. Şimdilik bebek hırkası, dergide 9-12 aylık modeller diyor. Fakat nedense benim hırkalar 24 aydan yukarısına daha uygun gibi sanki. Yemekte olduğu gibi örgüde de elim aza gitmiyor sanırım. Yemek demişken son 1 senede aldığım kiloları verme çabasındayım. Evde oturup çok yeme gibi bir durum söz konusu değil. Gayette az besleniyorum ama sporsuz olmuyor bu kilolar bir yere kadar gidiyor o yerden sonra spor desteği şart. 

Yıllardır (ilkokuldan beri) halk dansları oynayanlara hep özenmişimdir. Aslında içinde dans geçen her türlü aktiviteye özenirim. Dansçı olmaylıydım ya ben neyse... Bu yaz Rixos Sungate'te tatil yaparken (çok havalı :P ) her gece bir grup aktivite aksiyon vardı. Bir akşam da yabancılardan oluşan bir grup geldi Anadolu Ateşi tarzında dans eden bir grup ve ben ağzımın suyu akarak kıskanç gözlerle onları izlerken kafamdaki minik ampül yandı ! ( yanlış anlaşılmasın hiç bir partinin simgesi değil bu bildiğin 42W philips ampül) Ben neden bir gruba girip halk dansları oynamıyorum dedim??? Hazır işi de bırakmışım. Neyse İstanbul'a döner dönmez ilk işim kendime uygun bir dernek bulmak oldu ve buldum :)  İstanbul Çağdaş Halk Dansları Derneği hem evime yakın hem de ders zamanı uygun. 25. dönem dansçıları arasında yer alıyorum. Trabzon, Muğla ve Bitlis yörelerine girdim. Damarda karadenizlilik olduğu için zaten Trabzona girdiğim için çok mutluyum ve diğer yörelerim de çok keyifli. Kimilerine halk dansları komik ve demode gelse de (bunu cahilliklerine veriyorum) acayip keyifli vakit geçiriyorum. Hedefim yıl sonunda resitalde sahneye çıkmak :) Gelip beni izlersiniz değil mi? :)

Çalışma sonrası 25. dönem dansçıları

Bu sene tatil konusunda şansım slav ırkından yana. Yaz tatilinin başında beyaz geceleri St. Petersburg'da selamladık. Yaz sonu yine Rusya'nın yazlık şehri Antalya'da içi Rus dolu Rixos'ta tatil yaptık. Bitmediii Aralık ayının başında Ukrayna'ya Kiev'e gittik. Ilk 2 tatilde bu ırktan yeterince soğumuştum. Soğuk havasına rağmen (-20 yi gördük) insanlarına acayip kanım kaynadı. Evet benden beklenmeyecek bir durum ama sevilmeyecek insanlar değiller. Sanırım bir karadenizlilik söz konusu (ne de olsa karadenizde kıyısı olan bir ülke) kan çekti derler ya adamları acayip sevdim. Senin yolu bulamadığını bakışlarından anlayıp sana çat pat ingilizceleri ile yardım ediyorlar. Ayrıca kızları da hiçte öyle korkulacak derecede tehlikeli güzel değil ve bence bu Ukrayna kızları bir şehir efsanesiymiş. Tamam güzel kızları da var ama inanın o güzel kızlar bizde de var :) Bazılarının Burki'ye dediği gibi, Kayseri'ye pastırma ile gidiniz korkmayınız ısırmıyorlar ;)

St. Petersburg Hatırası

Kiev Hatırası

İstanbul'a ilk karın düştüğü bu sakin İstanbul gününde kısa da olsa biraz yazayım sonraki günler devamı gelir dedim. Evde olanlara keyifli yolda kalanlara ızdıraplı birgün. Bu arada yarın için kıyamet senaryoları da etrafta dönüp duruyor. Yarın son günümmüş gibi gelmese de hergün son günümüzmüş gibi dolu dolu yaşanmalı derler. Tabii ben buna ne kadar uyuyorum (hiç uymuyorum) 

Bir an evvel iş hayatına geri dönüş yapıp tempoya ayak uydurmalı. Evde otur otur nereye kadar? Bu kadar okulu boşuna mı okuduk gibi kafamda deli sorular.. Nasıl bir hayat istiyorum nasıl bir işte çalışmalıyım? Ne istediğimi biliyorum ama nasıl gideceğimi bilmiyorum. Off yine ciddi konular neyse hadi tutmayın beni hadi :) 

Öptüm!