25 Ocak 2010 Pazartesi

Her Yerde Kar Var Kalbim Senin Bu Gece !


Herkesi kar tatili duasına davet ediyorum :) Göz gözü görmüyor, acayip kar yağıyor ama hala "evinize erken gidebilirsiniz" diyen yok. Lütfen yetkililer sesimi duyun, zaten bütün haftasonu board kaslarım çalışmış heryerim ağrıyor. İzin verin de evimize erkenden gidelim. Pijamalarımızı giyip battaniyenin altında mayışalım. Bu keyfi bize çok görmeyin :)
(Hareketli versiyonu için fotoğrafın üstünü tıklayınız)

15 Ocak 2010 Cuma

Biri Bizi "Mim" liyor

Kuzencim Özgün beni mimlemiş. Ben de diyorum ki bu "mim" nedir herkesin blogunda "ayy mimlendim" diyor. Oyun gibi bişeymiş amacını anlayamadım ama ben de uydum onlara haydi bakalım zinciri devam ettirelim. İşte benim yanıtlarım :)
2009 yılında en çok üzüldüğün şey neydi?

Ülkenin durumu



2009 yılını tek kelimeyle nasıl anlatırdın?


Çılgın


2009 yılında seni en çok şaşırtan şey ne oldu?

Evlenmem
2009 yılında hafızandan çıkmayan en etkili film neydi?

Avatar


En çok kozmetik alışveriş yaptığın yerin ismi?


Sephora


2009 yılında asla vazgeçmem dediğin 3 makyaj markası ve ürünleri?


Chanel kırmızı rujum (09 numeroo)


Guerlain Terracottam


Flormar siyah göz kalemim



Bu yıl en çok neyi hayal ettin?


Çok Güzel Kurabiyeler Yapmayı



Yeni yıldan beklentilerin ne?

İş değiştirmek

Bol bol tatil ve seyahat

Hepimize sağlık mutluluk bol para :)


Seni mimledim Sedoşkaaaaaa / Beni blog dünyasına kazandıran zat-ı muhterem : )

14 Ocak 2010 Perşembe

Prag Reloaded 2


Dün çok yoğun olduğumu ve blogumu ihmal ettiğimi yazmıştım. Şimdi gece geçirdiğim anormal derecede şiddetli mide rahatsızlığı sebebi ile hazır evdeyken bir heves yazmaya başladım. Teyzemin de yoğun ısrarlarına dayanamayarak tabii :) Şarkıcı Beyonce'de müziğe 6 ay ara vermiş, özel hayatına odaklanmak için. Beyonce'den ne farkım kalmış benim de? 6 aydır evliyiz ve 6 ayı çok yoğun geçirdim. Bir de araya geziler sıkıştırıyoruz nasıl becerebiliyorsak. Küçükken turist rehberi olmak isterdim bol bol gezeyim diye. Sonra hostes olayım bari dedim tüm dünyayı görmek için. Fazla eğitimlisin bu iş seni tatmin etmez dediler :P Ben de kendime öyle bir sevgili buldum ki benim gibi gezmeyi seven bazen ben bile hızına yetişemediğim cinsten.

Daha önce de bahsettiğim gibi Ekim ayında almıştık uçak biletlerimizi . Aralık ayında da vize işlemleri derken son günler baya bir koşturmacalı geçti. Ben yine dayanamayıp 28 kg'lik valiz almışım yanıma. Suisse air ile geçen konforlu yolculuğumuz sonunda biraz da rötarlı olarak Zürih üzerinden aktarmayla Prag'a ulaştık. Geçen seferkinin aksine Prag'da dondurucu bir soğuk yoktu. ( Bu sıcak konfor 2 gün sürdü :) Gittiğimizde bizi bir sürpriz bekliyordu. 2 ay önceden rezervasyon yaptırdığımız ve böbürlene böbürlene bahsettiğimiz ucuz otelimiz yerinde yoktu. Nasıl mı? Adamlar oteli kapatmışlar ortadan kaybolmuşlar (Gerçi sonradan ortaya çıkmışlar, nasıl dolandırıcı bunlar anlamadık suçunun cezasını çekmeye pek hevesli) Biz gelmeden önce Prag'a ulaşmış hatta küçük bir keşfe çıkmış Seda ile Engin'le sanki Mustek metro istasyonunda sözleşmiş gibi buluştuk. İnsanın yurtdışında kendi insanını görmesi güzel oluyor, bu biz Türklere özgü bir duygu mu bilemiyorum. Mesela biz bir kebapçı dönerci de görsek hemen "Selamünaleyküm abi" demeden geçmiyoruz :)

Bizi başka bir kaçık İtalya'nın sahibi olduğu bir apart otele yerleştirmişler. Tabi bu arada Seda ile Engin'in başından ne maceralar geçmiş , ne şoklar yaşamışlar. Biz ohh başımızı sokacak bir çatı bulmuşuz neyseki diye sevinirken çatlak italyan markus'un telefonu ile otele apar topar geri döndük. Adam bizden 2 katı para istiyordu. Derken diğer otel sahipleri ile aralarında çıkan münakaşa ve (sonradan gülerek anacağımız) korkulu dakikalar sırasında valizlerimizi kaptığımız gibi merdivenlerden koşar adım indik. Bu sırada binanın kapısından polisler içeri giriyordu. Seda bir heyecanla polis arabasına yanaşıp " we stay in street" yani sokakta kaldık dediyse de :) polis hiç oralı olmayıp aracın kapısını yüzümüze kapadı

Bilmediğimiz uzak bir memlekette gecenin bir yarısı sokakta kalmıştık. İşte o an valizimi neden o kadar doldurduğumu sorgulamaya başladım. Ne diye evimden kalkıp buralara gelmiştim. Her an birisi tarafından dolandırılabilir ya da saldırıya uğrayabilirdik sanki :) Paranoyak bakışlarımızla etrafta kalacak bir otel ararken farkettik ki yılbaşı nedeni ile koca Prag'da 1 tane bile boş oda yoktu. Gitgide Hilton Shareton gibi otellere yaklaşmaya başlamıştık. Bize 1 oda 2 yatak bile olur abla dedik en son. Neyseki daha önce turla gittiğimiz otelde son 2 oda bizi bekliyordu. Bu bir mucize olmalı deyip taksiye atladık. Giderken bile inşallah biz gidene kadar kapılmaz korkusunu yaşıyorduk ( bu nasıl bir şanssızlıksa) Kendimizi Diplomat Otelin güvenli kollarına attığımızda bu kabus sona ermişti. Bir görevi daha başarıyla tamamlamış olan bizler yatağa başımızı koyup bu ruh halini atlatmak için gözlerimizi sımsıkı kapadık :)


Devamı sonra....


Merak edenler için Prag fotoğrafları tıklayınız

13 Ocak 2010 Çarşamba

Yoğunum Hem de Çok !

Bu aralar o kadar yoğunum ki, boş olduğum zamanları da dinlendirici aktiviteler ile geçiriyorum. Henüz Prag anılarımı yazamadım bile farkındayım yaptığım şey çok ayıp. Bloguma ihanet eder gibi hissediyorum ve niyeyse böyle bir de açıklama yapmak istedim kendisine :) Neler mi yapıyorum, işyerindeki yoğunluğu saymak bile istemiyorum. Yılsonu ve yılbaşı dönemi bizim sektörün en yoğun olduğu dönemlerdir. Eve gidip yemek yapıp yemek yememiz zaten saat 9'u buluyor çoğu zaman ( Bir sulu köfte yapmışımki sormayın , çok lezzetli olmuş ayıptır söylemesi) Örgü örüyorum yetiştirilmesi gereken atkılar var ( Atkı kampanyası bundan bir ara bahsedeceğim söz) Fırsat bulursam Farmville'e girip çiftliği kolaçan ediyorum ( halbuki sanal ama nedense sanal emeğime bile değer veriyorum) Haftasonu hafta içi yapılamayan işlerle geçiyor zaten ve pazar gününü de kurabiye günü yaptım sanırım. Gitmemiz gereken ziyaretler (Ankara'daki sevdiklerime sevgiler öpücükler :** ) gelmek için davet bekleyen misafirler var. Bu arada kış bitmeden birkaç dağ macerası yapmak hayalim söz konusu , pistler beni çağırıyor sanki :))) (Büyük boardçu nesobaby !!!) Kitap okuyorum fırsat buldukça yine uzun zamandır okuyamamanın acısını çıkarmak istercesine ...Duygu Asena / Aynada Aşk Vardı ( Gizli Ajans / Alper Canıgüz yeni bitti tavsiye ederim komik ve eğlenceli bir roman diğer kitaplarını da sipariş verdim heyecanla bekliyorum) Dondurulmuş spor üyeliğini tekrar başlatmam lazım biliyorum masa başı işi sırtımı ağrıtıyor doktora da gitmem lazım ama doktorları ve hastaneleri sevmiyorum. Tabii bir de kilo aldım offf sormayın kaç kilo tartılmadım bile, evlenince ne değişiyorsa evlilik kilo yapıyormuş bilginize.