14 Şubat 2011 Pazartesi

Ey Aşk! Sen Kalbimizi Sakın Terketme

Sevgilisi olanın olmayanın,
Olup da yok gibi olanın,
Yok da var gibi olanın,
Olmayıp çok isteyenin,
Oluyo da noluyo diyenin,
Olduğu için cok mutlu olanın,
Olmadığı için cok mutlu olanın,
Onsuz olamayanın,
Onunla hiç olamayanın,
Herşeye rağmen yüreginde her daim aşka yer olanın…
Sevgililer günü kutlu olsun

11 Şubat 2011 Cuma

CAM adlı bir oyun...

Bir CAM'ın açılması hayatlarımızı nasıl değiştirebilir?

Hayatımız tesadüflerden ibaret mi? Küçük ayrıntıların birleşmesi ile hayatımızın yönlendiğini hiç düşündünüz mü? Ben arada düşünürüm, acaba o lafı etmeseydim şimdi daha mutlu mu olurdum? O kişiyle arkadaşlık etmeseydim bugün başka bir yerde mi olurdum gibi :) Ama o kadar ayrıntılara da girip kafayı yememekte fayda var. Olan olmuş..

Tiyatroya gitmek, oyun seçimi yapmak benim için riskli bir karardır. Bazen çok sıkılıp uyuyakaldığım oyunlar olmuştur. Çok keyif aldığım sürükleyici ve düşündürücü oyunlar genelde arkadaşlarım tarafından tavsiye edildiği için gittiğim oyunlardır. Son birkaç aydır köşe yazarlarının tavsiyelerinde ismini bolca duyduğum bu oyuna geçenlerde bilet aldık. Profilo alışveriş merkezindeki Tiyatro İstanbul'da salonda önden 5. sırada yerimize kurulduk. Açıkçası içeriği sürpriz olsun diye konusunu da çok okumadım. Ama güzel olduğunu da birkaç arkadaşımdan duyduğum için sonucun iyi olmasını bekliyordum. Oyunun yazarı Levent Kazak'ın sürprizlerle doldurup kimi zaman güldürdüğü kimi zaman şok geçirttiği kimi zaman da kendimizi, ilişkilerimizi sorguladığımız bir oyundu. Ayrıca Türk bir yazarın elinden çıktığı için espriler de insana daha anlamlı geliyor. Bazen yabancı yazarların esprilerine hiç gülesim gelmiyor. Ben sanat eleştirmeni değilim ama kendimce size yorumlayayım paylaşayım istedim :)


Dolunay Soysert'in oynadığı karakter Rüya, evini atölye olarak kullanan bir resim öğretmenidir. Büyük aşkla evlendiği eşi Mehmet'ten boşanmak üzeredir( Mete Horozoğlu - Öyle Bir Geçer Zaman ki'de zengin yakışıklı karakter Ömeeeer Bey :)

Olaylar Rüya'nın yakın seksi arkadaşı İpek (Yaprak Dökümü'ndeki Kötü kadın Ferhunde karakteriyle ün salan Deniz Çakır) kuyumcular kralı kırocan öğrencisi Yener ( Bülent Alkış 'ı "Bu kalp seni unutur mu? " dizisinden hatırlarsınız. Oradaki sessiz efendi karakterden eser kalmamış) eşinden yeni boşanmış ve yalnızlığını gidermek için resim kursuna gelen susmak bilmeyen öğrencisi Neslihan ( 15. Adana Altın Koza Film Festivali “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllü Selen Uçer) arasında geçmektedir. Oyuncuların ünlü dizi karakteri olmasına sakın aldanmayın. Bildiğim kadarı ile hepsi tiyatro kökenli oyuncular olduğu için işlerinin hakkını vermişler. En sevmediğim TV karakterlerinden Ferhunde'yi oynayan Deniz Çakır'a bile içim ısındı. Mete Horozoğlu'da sorunlu koca rolünü iyi başarmış.Pek hoş bir delikanlı ( Allah sevdiğine bağışlasın ne diyelim :)) Dolunay Soysert'i zaten çok beğenirim beklediğim gibi bir performans izledim. Yener ve Neslihan karakterlerine hayran kaldım. İki başarılı oyuncu da karakterlerinin hakkını vererek ve bizi gülmekten kırıp geçirerek oynadılar. Ayrıca oyuncu seçimleri de süper olmuş,oyuncular karakterlere cuk oturmuş diyebilirim. Çoğu yerde bütün salon gülmekten kırıldı, müzikler ve sahne de başarılıydı. Salon da ful doluydu ve salonda gözüme çarpan birkaç ünlü karakter vardı (benim dışımda tabii ki :)

Bu arada ne mi oldu? Beyaz showdan gelmişler bu ünlü simalarla röportaj yapıyorlardı. Eee bizi de es geçmediler mikrofonu uzattılar. Dedim acaba Ajanda Dergiden mi tanıyorlar? :P Önce Seda sonra da ben röportaj yaparken bulduk kendimizi. Tabii daha oyunun ilk perdesini izlemiştik. Asıl oyun bitiminde değerlendirseydim çok daha iyi olacakmış açıkçası, kameranın ışığı yüzüme vurunca dilim tutuldu kalakaldım 4 göz kameranın karşısında ( düşünün benim dilim tutuldu :)))) Ne dediğimi de çok hatırlamıyorum bu akşam yayınlanırsa gülerek izleyeceğim :)) Sanatsever kişiliğimi entellektüel yüzümü kaçırmayın derim ;)


Sedoşka Röportajda

Finale bayıldım diyebilirim. Gerçekten çok keyifli bir son yaşadık. Yüzümüzde gülücüklerle çıktık salondan. Senaryo ile ilgili çok da ayrıntı vermek sürprizleri kaçırmak istemiyorum, henüz gitmediyseniz gidin kaçırmayın diyorum ;)


İyi bir haftasonu geçirmenizi dilerim !

10 Şubat 2011 Perşembe

Ben Penelope Co 'nun Partisine Gidiyorum ;)

Bizim blogspotun çılgın bekar annesi var ya, Penelope Co derler bizim kasabada ona, vahşi anadolunun en hızlı adam azarlayan hatunudur kendileri :)) Aman da kendileri en çıtır yaşlarındaymış bu hafta da doğumgünü partisi varmış, benim düşünceli kuzenim Özgün de sürpriz parti hazırlamış, yemek dolu bir masa kurmuş, biz de çiroz Karamel'le aldık hediyelerimizi partiye gidiyoruz.

MUTLU YILLAR PENELOPE !! İYİ Kİ VARSIN BLOGDAŞIM :)



Haydi çalsın mezdekeler başlasın partiler yehuuu !! Doğumgünü kutlu olsun bu yaşında daha mutlu olsun bu tatlı cadı ! :)



Penelope paketler ağır geldi ben sana bilare hediyelerini veririm olur mu? :)

Parti Antalya'da ya o yüzden pikini giydim yanlış anlaşılmasın :)))

9 Şubat 2011 Çarşamba

Benim Pino Pijamalarım

Çok seviyorum, değişik desenlerinden aldım sürekli yumuşacık yumuşacık giyiyorum. Herkese de tavsiye ediyorum ;) ( Pinooooo sana demiştim model olarak beni kullanabilirsiniz diye :)))

Blog arkadaşım sevgili Pino'nun desenleri ile Pop & Pink pijamaları bugün yine Markafoni'de sakın kaçırmayın!

Bu arada Karamel 'de pijamalarımı çok seviyor, ben giydim pijamamı diye o da hemen t-shirtünü giyindi (kıskanççç hıh!). Malum bu ara tüysüz şeftali modunda, üşümesin kendini cıbıldak hissetmesin yavrucak ;) Pino'cum lütfen Karamel'e de bir takım pijama istiyoruz ayrıca kocalarımıza da giydirmek istiyoruz :))) Bir de XL-XXL beden isteyen bazı büyüklerim var ( isimlerini vermeyeyim küsmesinler) lütfen Pop&Pink yetkililerine iletiniz :))

İkimizin de göbişleri çıkmış çaktırmayın ;)

Doğumgünü ya da sevgililer günü hediyesi olarak çok güzel bir alternatif ;)

5 Şubat 2011 Cumartesi

Kütüğümü Buldum

Yanlış anlasılmasın kütük derken odun gibi insanlara yapılan benzetme anlamında değil, ahşap anlamında da değil, bildiğiniz nüfus cüzdanında yazan aile kütüğüm. Evlendikten sonra değişiyor ve belkide hiç bilmediğiniz bir memleketin bir mahallesi, köyü kütüğünüz oluyor ya ben yerimde merakla bekler miyim? Beklemem, gidip göreyim dedim neresiymiş benim ailemin kütüğü?

Afyon'a Gidiyoruuuuuz !
İstanbul'dan normal hava şartlarında 5 saatte Afyon'a varıyorsunuz. Sağolsun karayolları ekipleri eski ve gidiş dönüşlü bir yol olan Bozüyük-Bilecik yolunu kaymak gibi otoban yapmışlar. Adapazarı'ndan sonra Antalya yoluna girip Eskişehir yakınlarından devam ederek Kütahya üzerinden Afyon'a "Cumhuriyetimizin Kurtulduğu Topraklar" üzerinden Sandıklı'ya varıyoruz.

Neden Buraya Sandıklı İsmi Verilmiş?

Bu konuda 3 ayrı rivayet mevcut:
1- İlçenin coğrafi konumu gereği çevresinin dağlık olup kendisinin çukurda kalması nedeni ile şeklinin sandık şeklini andırması.
2- Hititliler buraya Samuka adını vermişler. Hitit dilinda Sandık anlamına gelirmiş.
3- Selçuklu komutanlarından Emir Sanduk Bey tarafafından 1071 yılında fethedildiği için Sandıklı ismi verilmiş... Daha ayrıntılı Sandıklı tarihi için buradan yararlanabilirsiniz

Gelelim benim Sandıklı'da geçen çok konforlu haftasonuma :)
Neden konforlu? Çünkü sevgili Şükran Yengem her zamanki sıcakkanlı güleryüzlü misafirperverliği ve lezzetli yemekleri ile bizi öyle bir şımarttı ki, kimsenin İstanbul'a dönesi gelmedi.
Gelelim Afyon'da meşhur olan ve haftasonu gittiğinizde size kilo olarak dönecek nimetlere:

Öncelikle şunu belirteyim yengemin kahvaltı sofrasında yok yoktu :)

Bir tek kuş sütü eksikti onu da yan odadaki Paşa'dan sağdık :)
İşte Karamel'i korkutan ilk kuş (papağan)


Kuzen Mehmet'in spesiyali Ballı Muz
Bunu bir yiyen pişman bir de yemeyen :)) Ekmeğin üzerine Afyon'un leziz kaymağını sürüyorsunuz, biraz da ballı muz koyuyorsunuz ohh miss gibi...

Canım memleketim her meyvesi sebzesi ayrı güzel tabii doğal ve dalından olduğunda. Sandıklı'da yediğim her sebze kış mevsiminde olduğumuz halde çok lezzetliydi.



Kuzen Ayşe"nin efsane olarak tanımladığı Pırasalı ya da patatesli katmere ne demeli?
Gel beni ye demiyor mu?


Mercimekli ya da patatesli seçenekleri ile yöresel bir tat olan "Bükme"yi de unutmamak lazım.
Bakınız en üst fotoğraf sağ alt köşeye ;)
Ayrıca Afyon'un diğer unutulmaz tatlarını da iştahınız yeterince açılmışken paylaşmadan geçmeyeyim
Türk kahvaltısının olmazsa olmazı soframızın kralı tadı sucuk



Tatlıların kokoşu Kaymaklı Ekmek Kadayıfı


Afyon'un meşhur lokumu
Tadı kadar renkleri de muhteşem!


Bu kadar yemekten sonra biraz da köyümüzü gezmeye yediklerimizi eritmeye ne dersiniz?
Kış olduğu için biraz kurak duran köyümüz duydumki yazın yeşerip her yerini kiraz ağaçları kaplıyormuş.
Bu da köydeki akrabalarımızdan birisinin evi. Tipik bir köy evi gördüm. Üst kat yaşam alanı alt katı da tontiş inek kardeşlerin ahırı :)

Moooooo !!! (yani : Merhaba !!!)

Soba üstünde kestane keyfi



Bu evin de fotoğrafını çekmeden geçemedim
Bııııııırrrrr biraz soğuk mu ne? Ege bölgesinde olmamıza rağmen burası karasal iklimin etkilerini fazlasıyla bize gösteriyor
( Sandıklı Hatırası)
Ve güzel bir baraj göleti manzarası,
cuup diye içine atlayasınız geliyor değil mi ama tavsiye etmem hava çook soğuk ;)

Bu güzel gezimizi Sandıklı'nın meşhur çamur banyolarında devam ettirdim. Bölge kaplıcalar açısından çok şanslı. Termal tesislerin içerisinde her derde deva olduğu iddia edilen, Frigyalılar zamanından beri çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan çamur banyoları mevcut. İçine sabahtan kaynar termal sular doldurulan ve çamurla dolu tek kişilik minik havuzlarda maksimum 10 dk yatıyorsunuz ( görüntüsü biraz tabutu andırıyor ama yatınca içiniz ısınıyor). Bu konuyla ilgili fotoğraflarımı sizinle paylaşamayacağım. Ama bikinim gözükmesin diye değil, sizlere çamur kadın gibi görünüp sizi korkutmamak için :) Dilerseniz de bizim gibi büyükşehirlerdeki pahalı SPA merkezlerinden çok daha uyguna masajlar yaptırabiliyorsunuz ki ben yaptırdım hiç masadan kalkasım gelmedi :) Bir de masaj yaparken mis kokulu aromatik yağlar sürüyor ohhh yeme de yanında yat. Bu arada niyeyse aklıma masaj esnasında Recep İvedik'in masaj sahnesi geldi ve o mistik ortamı gülerek bozmamak için kendimi zor tuttum :)

Termal tesisleri için tavsiye: Sandıklı Park Otel

Dileyen yine bu bölgedeki içerisinde termal banyoların olduğu apartları kiralayabilirler.

İşte böyleeeee...

Ben o haftasonu çok şımardım o yüzden sizi de biraz şımartayım istedim ;) Arasıra kendinizi sıcak sulara atıp yeni yerler keşfetmenizde fayda var diyorum.

İyi şımarmalar !!!

4 Şubat 2011 Cuma

SÜRPRİİİİİZZZZZZ !


Ben size demedim mi Şubat ayında Ajanda abonelerimize çok güzel sürprizler var diye? :)

Bakınızzzz ne güzel ciciler hediye ediyoruz !

Tak takıştır bak bakıştır :)

Nazar etme ne olur çalış senin de olur

Bu güzel kolyeler için pamuk eller klavyeye ;)
5 şanslı kişiye SWAROVSKİ TAŞLI GÜMÜŞ İNCİ KOLYE armağan ediyoruz, üstelik gerçek istiridye kabuğunun içinde !! ( wauwwww!)
Sevgilim yok, olsa da hediye almaz, alsa da ucuza kaçar, sevgilime ne alsam? diye düşünenler için bu çekilişi kaçırmayın derim.

Yapmanız gereken sadece çekilişe katılmak. Ama nasıl katılacağız acaba??
1-Ajanda Dergi aktif abonesi olmak. Bunun için sitemizin sol tarafında bulunan ‘mailinizi yazın’ bölümüne mail adresinizi yazarak abone olabilirsiniz. (çocuk oyuncağı)
2-Abone olduğunuz mail adresinizden
iletisim@ajandadergi.com adresine “çekilişe katılmak istiyorum” içerikli mail atıp çekiliş için 1 hak kazanabilirsiniz. ( ne var bunda çok basit iş)
3-
Facebook sayfamızdaki çekiliş duyurularımızdan birine yorum yazarak +1 çekiliş hakkı daha kazanabilirsiniz. ( oo ben her dakka face'teyim dostuuumm! bu da basitmiş, oraya bu kolyeyi ne kadar çok istediğimi yazmalıyım :)
4-Varsa blogunuzda veya web sitenizde bu çekilişle ilgili bir duyuru yayınlayıp sayfamıza link verirseniz ve
iletisim@ajandadergi.com adresimize bu postunuzun linkini gönderirseniz +1 çekiliş hakkı kazanabilirsiniz. (yaa bloggerlar arasında lafı mı olur? )
Son çekiliş hakkı için 9 Şubat sabah saat 11:00’e kadar vaktiniz var. (Amanın 5 Gün var acele etmeliyim !)
Sonuçlar aynı gün açıklanacak ve şanslı kazananlara gönderilmek üzere kargoya verilecektir.
Çekilişler random.org aracılığıyla yapılacaktır.

Çıkmaz demeyin şansınızı deneyin ( bana da bir keresinde ekmek yapma makinesi çıkmıştı :))

http://www.incikolye.com.tr/swarovski-tasli-inci-kolye-vipinci.html adresinden kazanacağınız bu harika ürün hakkında daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Bonne chance cicoşlaaaarrr !!!

1 Şubat 2011 Salı

Çıktııı Çıktıııı Ajanda Şubat Sayısı Çıktıııı !!


Görmedim okumadın demeyin !

Kaçırılacak gibi değil yeniliklerle dolu günler bizleri bekliyor, haydi sizi de bizimle bu keyifli macerayı paylaşmaya davet ediyoruz, davetiyelerimiz sonsuz kişiliktir ;) Damlı da girilir damsız da, kapağı açın Ajanda'nın keyifli bir sayısıyla daha tanışın ! ;)



Sanal alemin en samimi dergisi Ajanda'yı okumak için bir tık ;)

Henüz abone olmayanlara duyurulur !

Bu ay abonelerimizi çok güzel sürprizler bekliyor, sonra abone olmadığınız için onları kıskanırken çatlamayın , nesobaby demedi demeyin ;)



- Öne Çıkan Etkinlikler, Festivaller, Sergiler

- Vizyon Filmleri

- Yeni Çıkan Kitaplar

- Gezi - "Uludağ"

- İhtişamın ve Kudretin Ev Sahibi "Topkapı Sarayı"

- Röportaj - Modanın Yeni Deklanşörü "Ozan Balta"

- Aronofsky'den Çarpıcı Bir Film Daha "Black Swan"

- Aşkın Tadı "Çikolata"

- Jenerik Markalar

- Sosyal Sorumluluk Projeleri

- Çalışan Annelerin Hakları Nelerdir?

- Ayın Blogu " Pinomino"



Vee gerisi sürpriz !!!! :)