19 Ekim 2011 Çarşamba

Neredesin Nesobaby?

Bugüne kısmetmiş diyeceğim durdum durdum birden yazasım geldi :) Aslında birkaç ay önce Noni'nin sonra Meyra'nın "nerdesin Nesobaby?" mesajlarına "tamam yakında yazacağım" deyip yine yazamayıp (affedin sözümde duramadım kızlar) en son annemin "neden yazmıyorsun?" , son birkaç aydır ve özellikle dün gece " yazmamakla çok hata ediyorsun" diyen eşim Burki'nin çağrılarına dayanamayıp bugün yazasım geldi :) İşte geldim burdayım ! Ben bu işte ustayım diyemeyeceğim ama yokluğumu farkedenler olmuş madem özlenen bir simayım demekki :P blogum ben de seni özlemişim kızz :) Valla bak yazdıkça yazasım geldi, sanki bana 10 çuval odun taşı dediler ne kadar da kendimi kasmışım, yazacak vakit bulamamışım, bu işi zor görmüşüm, gözümde gereksiz büyütmüşüm. Ama inan hep aklımdaydın, bak şimdi bloguma şunu da yazabilirdim deyip deyip durdum hep, yazmadım o ayrı :) Affet beni blogçum!




Nerede miyim? Valla bıraktığınız yerdeyim aslında çok değişen birşey de yok gibi. Aslında var değişen şeyler, giden yokta gelen var diyelim :) Yok hamile falan değilim, ama yaz başında sokakta bulduğum Bıcırık isimli bir kızımız oldu. Ev bir şenlendi bir hareketlendi. Günlerce içim ağlayarak onu sahiplendirmeye çalıştım. Tekir olduğu için kimse istemedi ohh canıma deysin o da benim başıma kaldı :) Hayatımıza renk ve neşe getirdi. Karamel'i bile kudurtup 2 dakika yerinde duramayan ve inanılmaz sevgi dolu, kibarcık, zayıf ama ne versen yiyen çok tatlı bir kız işte. O beni seçti (Özgün öyle diyor) ben de ondan vazgeçemedim. Karamel'e de arkadaş oldu ve artık bizim gibi sıkıcı ebeveynle evde kös kös oturmaktan kurtuldu :) Dileğim Bıcırık gibi tüm sokak hayvanlarının sıcak sevgi dolu bir yuvasının olması.







Ben ani bir kararla öğrencilik hayatına geri döndüm. Bu iş böyle gitmez sevdiğim işi yapmalıyım dedim. Bunun için de eğitimini almalıyım. Bahçeşehir Üniversitesinde Pazarlama İletişimi ve Halkla İlişkiler bölümünde yüksek lisans yapmaya başladım. Türkiye'nin en iyi İletişim Fakültesi diyorlar bakıcaz görücez. Haftanın 3 günü (yavaş başlayayım dedim 3 ders aldım) iş çıkışı okula gidip üstümden tır geçmiş gibi eve dönüyorum. Ama okula çok severek gidiyorum. İnsan belirli bir olgunluğa erişince (çok olgun bir tip değilim yanlış anlaşılmasın), bir de zorunluluktan değil keyfi okula gitmeye karar verince seve seve öğrencilik yaşıyormuş. Okulda da hemen kendime kankalar buldum, sohbet muhabbet dersler keyifli geçiyor. Hocalarımız da çok tatlı ve hepsi çok dolu akademisyenler. İnsan onları dinledikçe kendini boş hissediyor, daha çok okumalıyım daha çok araştırmalıyım diyor. Tabii henüz sınav dönemi ve ödev teslim tarihlerine vakit olduğu için de böyle neşeli konuşuyor olabilirim. Bilmiyorum ileriki günler ne gösterecek? Sınıf arkadaşlarımın çoğu 88'li ya da 85 'li gençler. Ben geçen hafta nihayet 30 oldum. Neyseki kendimi 30 hissetmiyorum :) Korktuğum kadar da kötü değilmiş, sağolsun arkadaşlar çok destek oldular da bu sendromu çabuk ve kolay atlattım. Hala Nesobaby'im beee! Günün en tatlı sürprizi Kazıkkaya Anasınıfından Sarıkamış'tan geldi :)




Yaz tatilimde neler mi yaptım? Öncelikle Temmuz ayında Fransa'nın kuzey sahillerindeydim. ( ay çok havalı :P) Aslında güney sahillerine gidilir değil mi? St Tropez, Cannes dururken kuzeye gitmek neden diyeceksiniz. Düğünümüz vardı şekerler, göbek atmaya gittik tabii ki! Görmediğim şehirlerini görüp bol bol gezdik. Bir ara bu geziden de bahsetmeyi planlıyorum ama şimdilik Burki'nin fotoğraflarıyla idare ediverin ;)





Burki'nin sitesini de ihmal etmeyin sevgili bloggerlar. Facebook hesabınız varsa bir de sitedeki fotoğrafları beğendiyseniz "Beğen" "Like" butonlarına tıklarsanız emekçiyi çok mutlu edersiniz :) Beğenmeyeceğinizi düşünemiyorum. Özellikle son albümünde ben de çok taktir ettim hepsi ayrı güzel fotoğraflar. Ay kocam diye demiyorum çok kendini geliştiriyor :) Size şunu söyleyeyim hem siteyi geliştirmek hem fotoğrafları çekmek, düzenlemek, hepsine benden daha çok vakit ayırıyor, hepsinde çok emeği var. O yüzden bakmadan geçmeyin derim, gitmediyseniz yeni yerler de görmüş olursunuz fena mı ? ;)


Bu sene pek denize giremedim. Nerde o eski öğrencilik yılları. 2 haftasonu Çeşme'ye kaçtık. Onda da anladım ki bizden geçmiş. O beach cluplar ve gece kulübübe gelir gibi giyinen çıtırlar. Kuşadası çok vasattı, 2. kez gittiğim Şirince'ye yine bayıldım. Ayşe Hanımın yerindeki kahvaltıyı unutamıyorum. 2. büyük tatilimizi bayram sonrası Barselona-Granada tatili olarak planlamıştık. Bayram ziyaretleri esnasında da 1 güncük Asos'a da gittik. Ben bu kadar güzel biryer olduğunu bilmezdim Asos'a bayıldım ! Gitmeyenler mutlaka gitmeli diyorum. Ufacık ve çok huzurlu bir yer. Barselona tatilimizde çok yorulmuş ve hastalanmış olsam da genel olarak gördüğüm yerleri çok beğendim. Yine onun fotoğraflarına da buradan bakabilirsiniz. Özellikle Granada'nın ve Endülüs'ün sıcak akdeniz rüzgarından, Barselona'nın ilginç mimarisinden, şehrin hareketliliğinden, İspanyolların sıcak kanlı tavırlarından ve güzellerinden (nasıl oluyorsa hepsi de güzel ve çok yakışıklı) tapas yanında sangrialarından etkilenmemek elde değil. Hep diyorum burda da diyeceğim; Avrupa hep aynı güzel ama Akdeniz kıyılarının hastasıyız!





Tatil dönüşü yılların eskitemediği aşkım Tarkan'ın konserine attım kendimi. Gittiğim en güzel konseriydi çünkü hem paraya kıyıp kankitoş Ayşe ile en önden bilet aldık, hem de konser esnasında Tarkan beni çok sevdiğini söyledi (Valla billa) Ölsem de gam yemem Tar-kan be-ni se-vii-yooor :) Daha sonra Sertap Erener ve Sıla konserlerine de gittik, bazı tepkiler aldık ne çok konsere gittiniz diye (anlamıyorumki benden daha çok konsere giden var) bu güzel sesli bayanlar sahne performansında aynı tadı vermediler. Ama açık hava konseri olmadan da bir yazı bitirmek olmazdı ;) Ayrıca Tarkan iyi ki varsın yoksa biz ne yapardık bilemiyorum :) Muhteşemsin!



Kısaca böyle bir yaz geçirdim işte...


Bir de bugün çok canımı sıkan yazmadan geçemeyeceğim bir konu var. Bizim vatanımız gerçekten çok güzel. Gittiğin yerlerde özlüyorsun, gelip gören yabancılar evlerine dönmek istemiyor. Birçok medeniyet bu topraklarda yeşermiş ve dünyaya yayılmış. Kaynaklarımız var değerlendirilmeyi bekleyen. Fakat biz bu vatanın kıymetini bilemiyoruz ve suçu hep başkalarında arıyoruz. Bu sabah Türkiye 26 şehit haberi ile uyandı. Artık şehit olan askerlerimizin isimlerini bile bilmez olduk o kadar arttı ki sayı sadece rakamları duyup şok yaşıyoruz. Bir gecede 26 askerimiz şehit olup 22 askerimiz yaralanıyorsa bu ülkede savaş var demektir, bizim görmediğimiz görmek istemediğimiz bir yerlerde. Ve devletimiz sadece mikrofon başına geçip intikam almaktan, bunlar yanına kalmaz demekten başka birşey yapmıyorlar. Çok kısa ve net şunu demek istiyorum "Az laf çok iş beyler!!" Ve lütfen eğitime destek. Her zamanki değişmeyen düşüncem; halkımız eğitilmeden bu ülke ilerlemez ve terörün sonu maalesef gelmez. Tüm şehit ailelerine sabır dilemekten başka birşey gelmiyor elimizden. Hallerinden ne ben anlarım ne sen, umarım kimse de yaşamaz bu acıyı. Umarım çocuklarımız güzel günler görür umarım tüm dünya barışa kavuşur.



Sevgiler...




Not: Kendimce aktif bir twitter oldum. Dilerseniz "Nesobaby" olarak aratıp beni tweet'leyebilirsiniz.

4 yorum:

Meyra dedi ki...

canım hoşgeldin sonunda döndün yaaa yeter şimdilik:))lütfen yazmaya devam et okul falan dinlemem gelirim yanına bak görürsün o zaman:))yeni okul dönemin hayırlı olsun,evinizin yeni ferdi çok tatlı annesi,tatiller süper geçmiş ve daha söyleyecek deli lafım var...sen bu kadar ara verirsen katlanmak zorundasın canım bana;)öpüyorum seni hep yaz lütfen...

Burki dedi ki...

yaşasın nesobaby geri döndü! Hastasıyızzz

Noni dedi ki...

Abooo ben yazını daha yeni okuyabiliyorum canım affet beni!
Ama bak üstünden kaç ay geçmiş yine yoksun ortalıkta, bu blog böyle işte, biraz ara verdin mi soğuyabiliyorsun, bazen de büyük bir aradan sonra tekrar aynı aşkla yazabiliyorsun, içinden bir ses sana ne yapman gerektiğini söylüyor zaten...
En önemlisi sen iyisin, sağlığın iyi, bundan daha iyi birşey olamaz!
Bıcırık da aranıza hoşgelmiş yalnız tüylerine bittim ben leopar gibi ne tatlı bir kedicik!
Yaz tatilin gerçekten çok havalıymış canım ne güzel fotoğraflar çekilir içim gitti birden ;)
Öğrencilik döneminin de başarıyla geçmesini diliyorum, seni kocamaaaan öpüyorum tatlısı, Karamel'i de tabiii aaa Bıcırık geldi diye onun papucunu dama mı atacaktık :)
Mucuukkkk!

Ebru dedi ki...

Hala ortalarda yoksun umarım herşey yolundadır.

Sayfamda bir yardım çağrısı var destek olur musun?