(Fotoğrafı büyük görmek için çekinme tıkla)
Beklenen gün geldi çattı hatta geçti bile . O gün biraz yorulduk mudur nedir :) pazar gününü kimselere yedirmediğim kurabiyelerimi izlemekle ve fotoğraflarını çekmekle ve tabi dinlemekle geçirdim. Ancak şimdi fotoğrafları yüklemeyi tamamlayabildim. Gerçi kuzenim Dilşad ve kurabiye öğretmenimiz Didem çoktan benim yapamadığım bu işi bitirmişler bile :) Hatta biz meşhur olmuşuz birazcıkta :) Didem bizi kurabiye kursu bloğuna eklemiş izleyicileri ile paylaşmış bile. Evet nihayet erdik muradımıza. Aylar önce sitesini keşfedip kurabiyelerine hayranlığımı da kendisiyle paylaşmıştım. Kendisi de beni kursuna davet etti. Araya bizim düğün hazırlıkları Ebru'nun tatilleri ve ramazan+bayram girince bizim kurs ancak Ekim'e kaldı. Nihayet 3 Ekim için randevumuzu aldık 4 olsun ama 5 olmasın grubumuzu (Sıla'nın katılımı ile) oluşturduk. En az benim kadar hevesli kuzencağızım Dilşad son gece "Kuzen ne giysem" diye soruyordu :)) Yok artık :)) evet sordu valla heyecanlı napsın :) . Cumartesi sabahı vapurumuza bindik Beşiktaş ordan Nişantaşı sokakları arasında kendimizi Didem'in evine atıverdik kurabiye aşkıyla yanıp tutuşmadan. Hemen yıkadık ellerimizi mutfağa gidip önce kurabiyenin hamurunu hazırlayan Didem'in malzeme olarak marka tecihlerini öğrendik. Teknoloji sayesinde hamur 2 dk'da yoğuruldu hazır oldu. Hemen başladık kalıpları seçmeye. Didem'in evi tam bir kurabiye cenneti ! Her türlü malzeme ve kalıp ver. Biz daha yolun başında o kadar malzemeyi nerelerden aldığını (ucuza) tüyolarını sorduk. Sağolsun o da bize gerekli adresleri verdi. Tabii bizi şimdiden bu kadar malzemeyi nasıl uygun yoldan temin edebiliriz düşüncesi sardı :) Bu iş gerçekten çok emek ve bütçe gerektiriyormuş onu anladık. Kurabiyelerimize şekiller verip ( tabi önce yeterki incelik ve düzgünlükte hamuru açıp) pişmek üzere fırına yolcu ettik. Evi miss gibi kkurabiye kokusu sardı. Bu arada biz de Didem'in kurabiye işine nasıl adım attığını dinledik. Keyifli bir ortam ve hevesli arkadaşlar ile 7.5 saatin nasıl geçtiğini anlamadık. Hamurları elimize alıp acaba bu sefer ne yapsam diyerek kurabiyeleri rengarenk süsledik. Günün sonunda keyifle karışık yorgunluk vardı ve dedik ki bu iş gerçekten emek istiyor tabi yaratıcılıkta. Biz Didem'in evinde misafir ettiği son kursiyerleriymişiz. Şu anda yeni atölyesinde faaliyet göstermeye başlamıştır bile. O sevdiği işi büyük bir emekle yapıyor. Çok yoruluyor ama sevdiği işi yapıyor. Darısı başımıza :) Kurabiyelere ne mi oldu ? Birkaç tanesi dışında onları hediye ettim. Kalanları da yemeye kıyamıyorum çünkü gerçekten emek verdim :))) Sevgiler...
3 yorum:
canım kuzicim vallla nasıl geçti anlamadım heee:D daha geçen daha 2 hafta var diyoduk şimdi geçti bile üüff:( bu işe kesin girmeliyisss:D kocacığımı ikna ettim malzemeleri alıyoruss vee başlıyorussssss:P valla çok güsel bigündüü:D dideme de çok çok teşekkür ediyoruss bilgilerini bizimle hiç tereddütsüz paylaştığı için:D çok güsel 4 kurabiye canavarı olduk yaavvv:))
Arkadaşlar tebrikler ! :) Fotolara bayıldım , ne güzel bir iş yapmışsınız , bize de seyretmek ve yemek düşer :)
yaaaa bunlar çok güzeller!
gerçekten sen mi yaptın?? bayıldım valla..
bana da öğret bana da öğreeeeeeetttt....!!! :)
Yorum Gönder